TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu… Evrim Karakoz: “Sayın Bakan da İstanbul Seçimlerinin Ardından Kayyum Olarak Atanmıştı.

“`html

(TBMM) – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Karakoz, “İstanbul’daki seçimlerin haksız yere iptali sonrası atanan kayyum, sanırım bu durumdan oldukça memnun kaldı. Bu nedenle hukuksuz uygulamalara devam etmekte. Esenyurt’ta, belediye meclis üyeleri hakkında bir karar olmamasına rağmen, onların belediye binalarına girişleri keyfi biçimde engelleniyor. Bu durum hem Anayasa’ya hem de hukuk devletine aykırıdır. Özellikle 31 Mart 2019 seçimlerinden sonra, AK Parti üyesi olmayan belediyeler üzerinde ağır bir müfettiş baskısı oluşturulmaya çalışıldığına tanık olduk” diye belirtti.

Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş’un başkanlığında toplandı. Komisyon, İçişleri Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesini ele alıyor.

CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, İçişleri Bakanlığı personelinin özlük haklarıyla ilgili hiçbir geliştirme yapılmadığını vurguladı. Tüzün, ayrıca Genel Kurul’da görüşülen kanun teklifindeki eksikliklere de sert tepki gösterdi. Tüzün, şunları ifade etti:

“İçişleri Bakanlığı’na bağlı 620 bin personelimiz var, fakat bu çalışanların özlük haklarıyla ilgili herhangi bir iyileştirme yapılmadı. Meclis’te mevcut olan bir kanun teklifi üzerinde tartışıyoruz ama hem komisyonda hem de Genel Kurul’da hükümetin temsilcileri katılmıyor. Söz konusu kanun teklifi, birçok bakanlığın yasasını bir araya getiren bir torba kanun niteliğinde. Geçen hafta yapılan görüşmelerde pek çok madde üzerinde itirazlarda bulunarak komisyonun birkaç kez ara vermesine neden olduk. Böyle bir çalışmanın Gazi Meclis’e sunulduğunda yeterince incelenmeden yapıldığı çok açık.”

“400 bin dolar ödeyerek TC kimliği alan bireylerin yolsuzluk ve mafya işlerine girdiğini biliyorsunuz”

Toplabuduğumuz bütçe incelendiğinde, hayati alanlarda azımsanamayacak ilerlemelerin kaydedildiği görülse de, Türkiye’nin iç politika ve ekonomi sorunlarının çözümünü hala bulamadığını kabul etmeliyiz. 2013’te 23 milyar dolarlık yatırım aldık, fakat bugün bu miktarın yalnızca %10’u bile görünmüyor. İçişleri Bakanlığı’nın, özellikle 250 – 400 bin dolara TC kimlik numarası verdiği dönemlerin yıkıcı sonuçlarıyla bizler de karşı karşıyayız. Başka bir ülkede böyle bir yatırım için fahiş ücretler askıya alınamaz. Dolaylı yoldan resmi olarak böyle bir alışveriş yapan ve Türk vatandaşı olduktan sonra yolsuzluk ve suç işleyenlerin arttığını hepimiz görmekteyiz” dedi.

“Uzman çavuşlarımıza ve emniyet güçlerimize seçim döneminde verilen sözler tutulmadı”

Bu bütçeyle birlikte, personelimizin özlük haklarında herhangi bir iyileşme gözlemlenmiyor; üstelik seçimlerin ardından uzman çavuşlarımıza ve emniyet güçlerimize vaat edilen hiçbir şey de yerine getirilmedi. Uzman çavuşlarımızın kadroları yürürlükte değil, kıdemleri sayılmıyor; sağlık, çalışma ve sicil yönetmelikleri de mevcut değil. Ayrıca, 29.375 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan eğitim sonrası uygulanan sözlü mülakat, mağduriyetleri daha da derinleştiriyor. Eğitimlerini tamamladıkları sırada bu mülakattan geçen yaklaşık 10 bin kişi hakkını kaybetmiş durumda. Bunun düzeltilmesi için yönetmeliklerin kaldırılmasını talep ediyoruz.”

CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, ülkemizdeki kaçak göçmen problemleri ve kayyum uygulamaları gibi konulara da dikkat çekti. Bakanlık personeli ve Polis Okulu öğrencilerinin yaşadığı zorluklara da değinen Karakoz, “Yasa hazırlanırken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir konu var; Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bu ülkede her vatandaş, inancı, dili ve milliyeti bağımsız olarak eşit haklara sahiptir. Adaletin kaybolduğu bu ortamda, vatandaşlar adalet arayışlarını sosyal medya üzerinden yürütmekte. Bakanlığın açıkladığı veriler, ülkenin güllük gülistanlık olduğunu öne sürse de gerçekler bunun tam tersidir. Uyuşturucu kullanımı ve bireysel silahlanma hızla artmakta; kadın ve çocuk cinayetlerinde ise dünya genelinde önde gelen ülkeler arasında yer almakta.” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin intihar oranı 4,01; Emniyet Teşkilatı’ndaki oran ise 15,17”

Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde toplamda 353 bin 857 personel görev yapmakta. Sürekli olarak personellerimizle iletişim halindeyiz ve ciddi mağduriyetler yaşadıklarını gözlemliyoruz. Polislerimizin kutsal görevleri, siyasi iktidar tarafından istismar edilmeye çalışıyor. AKP, polislerden halkın güvenliğini sağlamak yerine kendi iktidar güvenliğini korumalarını istemekte. Üstlerindeki üniformaların adeta AKP’nin birer simgesi gibi algılanmaları amaçlanmakta ve hükümetin kanuni olmayan talimatlarıyla çoğu zaman muhalefete karşı karşıya getirilmeleri hedeflenmekte. Ancak AKP, polislerin sorunlarına kayıtsız kalmayı sürdürmekte. Son yıllarda intihar eden polis sayısı kaygı verici bir şekilde artıyor. 2022’de 105, 2023’te 113, bu yıl ise 67 polis intihar etmiş durumda. Ülkemiz intihar ortalaması 4,01 iken, Emniyet Teşkilatı’ndaki bu oran 15,17’ye kadar çıkmıştır.

Polis okullarına kabul için uygulanan sözlü mülakatlar, başarılı ve sicili temiz olan adayların eğitim almalarına engel olmaktadır. Yıllar sonraki mezuniyetlerinde, 2015 yılında yürürlüğe giren bir yönetmelik, eğitim döneminin son gününde mülakat yapılmasını şart koşuyor. Bu mülakatlar büyük bir ölçüde eleme yaratmakta, eğitmenleri ve siyasi görüşleriyle ilgili endişeler bu kişilerin elenmesine neden olmaktadır.

“AKP’li olmayan belediyelere ciddi müfettiş baskıları uygulanmakta”

Kayyum uygulamaları gündemimizde. Sayın Bakan, haksız bir şekilde iptal edilen İstanbul seçimlerinin ardından kayyum olarak atanmıştı. Bu uygulamaların sürmesini, kendisinin o dönemde kayyumluk konusundaki memnuniyetine bağlıyorum. Esenyurt’ta, belediye meclisi üyeleri hakkında bir karar olmamasına rağmen, belediyeye girişleri yasaklanıyor. Bu durum, hem Anayasa’ya hem de hukuk devletinin prensiplerine aykırıdır. Özellikle 31 Mart seçimlerinden sonra, AKP’li olmayan belediyelerde yoğun bir müfettiş denetimi uygulanmakta. TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen kanunun 3. maddesiyle, mülkiye müfettişlerine Cumhuriyet Savcılarının sahip olmadığı yetkiler verilmeye çalışılmakta ve bu durum endişeleri artırmaktadır.”

“Ülkemizde ciddi bir göçmen krizine tanık oluyoruz”

Ülkemizde ciddi bir göçmen sorunu mevcut. Sunulan verilerin doğruluğu ve güvenilirliği konusunda ciddi tereddütler içerisindeyiz. Van’da yaptığımız görüşmelerde, her gün birçok kişinin sınırı geçmekte olduğu belirtiliyor. Günde 300-400 kişilik geçişler yaşandığı iddia ediliyor. Ülke sınırlarının adeta hallaç pamuğu gibi başıboş bırakıldığı bir dönemden geçiyoruz; dünyanın her yerinden göçmenler, ülkemizi geçiş güzergahı olarak kullanmakta. Kaçak göçmen ticaretinin merkez üssü haline geldiğimiz gün gibi aşikâr.”

“`